Veli Tiryaki

Merhaba Dostlar, Bugün size hayatımın en zor yazılarından birini yazıyorum. Korkum yanlış anlaşılmak.

Türkiye tarihinin en önemli dönüm noktalarından sayılabilecek bir süreçten geçiyoruz. 47 yıldır Eruh ve Şemdillide başlayan  onbinlerce Asker Sivil kayıplarını yaşadığımız PKK terörünün bitme umudu doğdu. Daha önce Adalet ve Kalkınma Partisinin çözüm süreci olarak başlattığı ancak bedelini millet olarak ağır ödediğimiz bir barış denemesi yaşadık. Hatta sınırda iyi niyet göstergesi mahkemeler kuruldu. Bir nevi devlet barış için her türlü fedekarlığı yaptı. Ama sonuç Sur, Cizre, Nusaybin da hendek operasyonları dediğimiz operasyonlarda 249 güvenlik kuvvetimizi şehit verdik. 465 asker ve polisimiz yaralanmıştı. 30 Aralık 2015 tarihinde yayımlanan raporda 61'i çocuk ve 36'sı kadın üzere toplam 131 sivilin yaşamını yitirdiği belirtilmiştir. 2544 terörist etkisiz hale getirilmişti. Devlet Çözüm sürecinde barış gelsin diye öz veri gösterirken Terör Örgütü PKK tarafından silah ve mühimmat depolandığı asfaltların altına bomba düzeneklerinin yerleştirildiği ortaya çıkarılmıştı. Sonuçta Ülke olarak ağır bedel ödedik.

MHP lideri Devlet Bahçeli'nin 'Terörsüz Türkiye' için Meclis'te yaptığı çağrının ardından 5-7 Mayıs tarihlerinde kongresini toplayan terör örgütü PKK, örgütü feshettiğini ve silah bıraktığını duyurdu. PKK'nın açıklamasında, örgütsel yapının feshedildiği, silahlı mücadelenin bittiği belirtilerek "PKK adıyla yürütülen çalışmalar sonlandırıldı" denildi.

TÜrk Milliyetcisi  Devlet Bahçeli'nin Ekim 2024'te Meclis'te terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'a yaptığı çağrının ardından, Öcalan PKK'ya açık çağrı yapmış ve örgütün kendini feshetmesini ve silah bırakmasını istemesi barış için umutları yeşertti.

PKK açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

"PKK’nin Olağanüstü 12. Kongresi PKK mücadelesinin, halkımız üzerindeki inkâr ve imha siyasetini parçaladığını, Kürt sorununu demokratik siyaset yoluyla çözme noktasına getirdiğini, bu yönüyle PKK’nin tarihi misyonunu tamamladığını değerlendirdi. Bu temelde PKK 12. Kongresi, pratikleşme süreci Önder APO tarafından yönetilmek ve yürütülmek üzere PKK’nin örgütsel yapısının feshedilmesi ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırması kararlarını alarak PKK adıyla yürütülen çalışmaları sonlandırdı." sözleri benim açısından talihsiz açıklamanın ilki olmuştur. Sözde PKK Mücadelesinin, halkımız üzerindeki inkar ve imha siyasetini parçaladığını… iddia ediyor. Türkiye Cumhuriyeti devletini suçlayan bu cümleler kabul edilemez…

Açıklamada Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasasına yapılan karalama ve iftiralar barış söylemlerine leke düşürmüştür. PKK; kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasasından alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı, halkımızın özgürlük hareketi olarak tarih sahnesine çıktı. Doğuşunda reel sosyalizmin etkilerini yaşadı ve ulusların kendi kaderini tayin hakkı ilkesini benimseyerek, silahlı mücadele stratejisi temelinde meşru, haklı bir mücadele yürüttü. PKK katı Kürt inkarının, buna dayalı imha siyasetinin, soykırım ve asimilasyon politikalarının egemen olduğu koşullarda şekillendi. Söylemi hala PKK’nın kötü niyetinin göstergesi olmuştur.

PKK adıyla yürütülen faaliyetlerini sona erdirilmiştir açıklaması bizleri tatmin etmemiştir. Biz biliyoruz ki PKK bukalemun misali kolayca isim değiştirebilen bir örgüttür. Aklımda kalan bazı PKK yapılanmaları PJAK, YPG,YDG-H,YPS; PYD,KCK,TEV-DEM, YRK (İRAN), YBŞ (ŞENGAL) daha benim duymadığım veya bilgi sahibi olmadığım yapılanmaları mutlaka vardır.  Bu yapılanmalar ne olacak bunlar netleşmeden bu sürece güven duymak içimden gelmiyor.

 Dışişleri Bakanımız Hakan Fidanda aynı tereddütleri paylaştığı açıklamasında, PKK’nin silah bırakmasının tek başına yetmeyeceğini belirterek, "Örgütün kongresinden çıkan karar için bir müddet daha beklemek durumundayız." "Bizim için önemli olan başından beri Türkiye'yi de tesiri altına alınan silahlı terör unsurlarının bölgede olmaması. PKK'nin kendisini lağvetme ve silahları bırakma kararı alması durumunda, bunun Suriye ve Irak'taki ayaklarına nasıl yansıyacağı meselesini zaman içerisinde hep beraber göreceğiz." dedi.

Ülkemizin Amasız Fakatsız, kardeşlik hukukuyla yaşayacağı güzel günler için vesile olmasını canı gönülden istiyor ve sürecin ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum.

.