www.ocianews.com/ bedava bahis bahis siteleri

içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Medyada fırtına: Sözcü'ye ne oldu?

“Beyaz Saray, "yanıltıcı ve taraflı" olduğunu iddia ettiği medya kuruluşları ile gazetecilerin isimlerini yayımladığı yeni bir internet sayfasını erişime açtı. Sitede çok sayıda basın kuruluşu ve gazeteci, "taraflı haber" ve "yalan haber" gibi kategoriler içerisinde listelendi. The Washington Post, CNN, CBS News, Axios ve New York Times gibi çok sayıda medya kuruluşu, "Tekrar Tekrar Suç İşleyen" kategorisinde yer aldı.”

Haber bizler için şaşırtıcı değil elbette. Şaşırabileceğimiz tek yanı, listenin herkesin erişimine açık bir internet sitesinde yer alması.
Trump efendi kendisinden yana olmayan medya gruplarını apaçık yayınlamaktan çekinmiyor.
Bizde, Erdoğan çekindiği için değil, belli bir alışkanlıktan olsa gerek, saldırılar gizli kapaklı.. Günahlar ya yargıya yükleniyor ya da medya kuruluşunun “kendi işi” oluveriyor.

Trump’ın listesindeki Washington Post, 1971 yılında “halka Vietnam Savaşı hakkında yalan söylendiğini” ortaya çıkartan Pentagon belgelerini yayınlayınca ağır bir saldırıya maruz kalmıştı. Başkan Nixon konuyu Yüksek Mahkeme’ye kadar götürmüştü. Durum o kadar ciddiydi ki, gazete yönetimi “ülke aleyhine casusluk” gerekçesiyle müebbet hapis tehlikesinin eşiğindeydi.

ncak Yüksek Mahkeme, “halkın gerçekleri bilme hakkı” olduğunu belirterek davayı reddetti.
Bu yüzden, alemin kralı Trump, haberleri yasaklayamıyor / yasaklatamıyor.. Afişe etmekten öteye gidemiyor.

* *. *
Buralara gelince..
Arşivimizde sayısız örnek var.
O örneklerden bazıları, haberlerinin bedelini Uğur Mumcu, Abdi İpekçi, Metin Göktepe ve daha niceleri gibi canıyla ödedi.
AKP döneminde ise başka bir model uygulandı. Tek tek gazetecilerle uğraşmak yerine, gazeteleri, televizyonlarıyla medya grupları ele geçirildi. Onlar da gereğini yerine getirdi.

Sonunda öyle bir noktaya gelindi ki, bağımsız medya kuruluşlarından söz edilirken sayı 3’e indi: Halk TV, Sözcü, Tele1.
Tele1’in başına gelenler malum. Merdan Yanardağ “yargının kararıyla” casusluk soruşturması çerçevesinde cezaevine gönderildi. Daha neredeyse Merdan’ın kimlik bilgileri kontrol edilirken yine “yargı kararıyla” Tele1’e kayyum atandı.

Sözcü’ye gelince; haftaya dikkat çekici bir operasyonla başladı. Genel Yayın yönetmeni gönderildi. Yerine Yılmaz Özdil getirildi.
Aralarında küçük çocuklu bir karı kocanın da olduğu çok sayıda 14 haberci, kış ortasında kapıya kondu.
Medyada olur böyle şeyler. Ama.. İktidarın CHP’yi hedefe koyduğu yüksek gerilimli bir dönemde bu gibi gelişmeler özel anlamlar taşır.
Saray’ın yeni medya tasarımında bağımsız üç grubun sayısı 1’e iniyorsa eğer, durup düşünmek gerekir.
Sözcü’yü neden üç grup içinde ayrı bir yere koyduğumu, Yılmaz Özdil’in son zamanlarda iyice açığa çıkan CHP aleyhtarlığı izah edecektir sanıyorum.
Hemen her yayınında Özgür Özel’i çok ağır ifadelerle -eleştirmenin ötesinde- suçlayan Yılmaz Özdil artık Sözcü’nün kaptan köşkünde.
Yumruklu saldırıya uğradığında Özgür Özel’e “Armut gibi dolaşıyor.. Ben gazeteciyim ama silahla geziyorum” diyen.. Polemikte “Çıkarttığın o gözlüğü gözüne sokacağım” sözleriyle el yükselten.. Kısacası CHP liderine öfkesini saklamayan bir isim Yılmaz Özdil.
CHP İstanbul Kayyumu Gürsel Tekin’in gelişmelere dair yorumu da portreyi güçlendiriyor:

“Yönetim değişikliğini Sözcü TV açısından olumlu bir adım olarak değerlendiriyorum. Uzun süredir tek taraflı bir yayıncılık anlayışının gölgesinde kalan Sözcü TV’nin, halkın gerçek sözcüsü olma niteliğini yeniden kazanmasını umuyorum..
Yeni yönetimin; kişisel haklara saygılı, herkesin söz hakkını gözeten, tek taraflı yayıncılıktan uzak ve demokratik iletişim kanallarını açık tutan bir anlayışla hareket edeceğine inanıyorum.”

YAZININ DEVAMI

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI