HULUSİ KAZANDERE

Ey yiğidim geçmişine bir bak;

Bizim Türk Milliyetçiliğimiz dünya ya gözlerimizi açtığımızda, ata büyüklerimizin kulağımıza okuduğu Ezanla başladı.

Soyu sopu tertemiz, ari-duru, erine yarenlik yapan bir annenin şükür, niyaz ve ninnileriyle,  alın terinin kutsallığını bilen bir babanın öğütleriyle yeşerdi.

Binlerce yıllık Türk tarihinin imbiğinden süzülerek Kanunlaşmış ''Oğuz Töresi''  din, devlet ve millet algımızı şekillendirdi.

Milli devlet algımız bize Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve dava arkadaşlarının (Kuvva-i Milliye Kahramanlarımız) mirasıdır.

Türk'ün İslam Ülküsünü, Turancılığı; rahmetle yad ettiğimiz ecdattan öğrendik.

İslamda kutsal olanın mabet değil ibadet olduğunu asla unutmadan yeşerdik.

Unutma ki; samimi bir müslüman miraç şuuruyla alnını secdeye koyduğu

iki rekât namaz dünyanın en güzel çinileriyle süslenmiş ihtişamlı bir camiden daha kıymetlidir!

İşte tam da bu sebeplerdendir ki hiç bir kimse bizim Türkçülüğümüze, Türk Milliyetçiliğimize adres gösterme gafletine düşmesin!

Bizim Türk milliyetçiliğimiz Büyük Türk Milletinin âli menfaatlerine ve onun Kutlu devletine hizmet etmiyorsa, onun artık bir anlamı kalmamıştır!

Hem Türk Milliyetçisiyim, Ülkücüyüm diyip yüksek sesle bağıracaksınız hemde Türk milletinin menfaatlerini kişisel ikbaliniz uğruna ayaklar altına alacaksınız, Türklüğümün faydasını görmedim diyenlere müsamâha edeceksiniz, kafatasçı diyeceksiniz, hem de utanmadan millete Türk milliyetçiliği için adres göstereceksin!

Bu alenen gaflettir, rüyadır inkardır.

Bizim Türk Milliyetçiliğimiz; ne bir siyasi partinin ikbaline hizmet ne de bir kurum tarafından temsil edilecek kadar dar ve kısır bir dünya algısı değildir!

Bizim Ülkümüz ve ideâlimiz ben de Türküm diyenler için var olma davası ve sevdası dır.

Türk Milletinin ve Türk Devletinin menfaatleri için çalışmak ve onu savunmak için de kimseden icazet almaya da ihtiyacımız yoktur!

Bu uğurda gerekirse tek başımıza kalsak da inandığımız davadan nefes aldığımız sürece asla vazgeçmeyeceğiz!

Çanakkale'de, Sakarya'da, Dumlupınar da yavru vatan Kıbrıs'ta, yurt dışlarında, bu günde güney sınırlarımızda Tıpkı bir tas üzüm hoşafı ve bir parça kuru peksimetle yedi düvele ve birleşmiş olan emperyalist güçlere meydan okuyarak  vatanını ölümüne savunan kahraman dedelerimiz gibi hiç bir dünyalık karşısında sahip olduğumuz değerleri satmayız, satanları da tarihin tozlu sayfalarına havale ederiz.

Kısacası mevcut durumdan vazife çıkarmak isteyen herkesin Ülkücülüğe, Türk Milliyetçiliğine ev, ocak, adres göstermesi, ya da yeni yol haritası çizmesi bizi hiç ilgilendirmiyor.

Mensubu olduğumuz bu asil soyun savunuculuğu için ne adrese, ne icazete, ne de bir tanıma ve tarife ihtiyacımız yoktur!

Dünyanın en güçlü donanımları karşısındaki gücümüz damarımızda dolaşan asil TÜRK KANIDIR.

Rehberimiz KUR'AN ı Azûmûşan ve Hz. Peygamberimiz; ilkemiz hak yoldan, adaletten, sadakat ve şefkatten ayrılmadan insan haklarına saygılı bir çizgidir.

Parolamız Şeyh Edibâlinin Osman Beye nasihatleri ve Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ün Nutuk da belirttiği hususlardır.

Ey yüce Allah'ım;

Haklı ve gururlu bir şekilde haykırıyorum ki, bizi bizden olmayanların şerrinden koru.

Büyük Türk Milletini her yerde ve şartta Muzaffer ve payidar kıl.

Kamuoyuna Saygılarımla.    27 Ekim 2025

                                                                                                              NE  MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE

                                                                                                              HULUSİ KAZANDERE

                                                                                                                             Ankara